KKTC, Gezilecek Yerler-1

ZAFER BURNU / ISKELE

Zafer Burnu, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’nde adanin Nur Daglarina uzanan dar ve bir o kadar uzun Karpaz Yarimadasinin ucundaki burundur. Kibris adasinin en kuzey ucunda yer alir.Adanin bu en uç noktasinda çok büyük boyda bir KKTC ile bir Türkiye bayragi yan yana yükselmektedir. Hemen kuzeyde ise birkaç küçük ada görmek mümkün olmaktadir. Bu adalar zafer adalari ismi ile biliniyor.

Manastiri geçtikten sonra yolu pek bir feci olan adanin en uç noktasidir. En uç noktadaki tepeye KKTC ile TC bayraklari yan yana asilmis beraber dalgalanmaktadirlar. Kibris’a yolunuz düserse mutlaka buraya ugramadan bu tadi almadan geri dönmeyiniz.

SURLARIÇI / LEFKOSA

M.Ö. Lefkos isimli bir hükümdarin sehri bastan yaratma düsüncesi ile sehri düsmanlardan korumak adina çember seklinde surla çevirmesi ile Lefkosa su anki seklini almistir. Surlariçi de bu çemberin içindeki yerlesim yerlerinden olusuyor. Surlariçi çok eski tarihlerden kalan daracik sokaklarin kivriminda gezinirken tarihi binalarin arasinda canli atmosferi ile Lefkosa’nin en güzel yeri oldugunu sizlere her zaman hissettirecektir.Arabahmet mahallesi ise; surlariçi’nin zamaninda en lüks olan ve günümüzde de koruma altina alinan mahallesidir. Özelliklede fotografçilar için oldukça verimli olan mahallenin ara sokaklarini dolasmak sizleri kalabalik sehir atmosferinden alarak baska dünyalara götürmektedir.

Surlar yerlesim yerinde oldugu için ve tarih boyunca degisik amaçlarda kullanilsa da günümüzde eli isi ürünlerin satildigi, cafelerin, festivallerin düzenlendigi, bulundugu gözde mekanlardandir.

BARNABAS MANASTIRI / MAGUSA

M.Ö. Lefkos isimli bir hükümdarin sehri bastan yaratma düsüncesi ile sehri düsmanlardan korumak adina çember seklinde surla çevirmesi ile Lefkosa su anki seklini almistir. Surlariçi de bu çemberin içindeki yerlesim yerlerinden olusuyor. Surlariçi çok eski tarihlerden kalan daracik sokaklarin kivriminda gezinirken tarihi binalarin arasinda canli atmosferi ile Lefkosa’nin en güzel yeri oldugunu sizlere her zaman hissettirecektir.Arabahmet mahallesi ise; surlariçi’nin zamaninda en lüks olan ve günümüzde de koruma altina alinan mahallesidir. Özelliklede fotografçilar için oldukça verimli olan mahallenin ara sokaklarini dolasmak sizleri kalabalik sehir atmosferinden alarak baska dünyalara götürmektedir.

Manastir bir kilise, avlu ile avlunun üç yaninda bir zamanlar papazlarin yasadigi odalardan meydana gelir. St. Barnabas kilisesinde çogunlugu 18. yy’dan kalan zengin bir ikon koleksiyonu bulunuyor.

ST.HILERION KALESI / GIRNE

Kibris ‘ta bulunan St. Hilarion kalesinin karsidan görünüsüne hayran kalirsiniz. Basamaklari birer birer çikarken tarihin derinliklerine gidersiniz. St. Hilarion Bes Parmak dagi üzerinde kurulan üç kaleden biridir. Bu üç kale arasinda en batida yer alir ve adada yer alan halki Araplarin olasi akinina karsi korumak için insa edilmis bir eserdir.Kalenin adi bir kesisten alinmis, Kudüs Araplar tarafindan fetih edildikten sonra Kibris’a göç eden bir Kesis kalenin bugünkü adini almasina sebep olmus. Kaleden Girne’nin muazzam görünüsünü izleyebilirsiniz, gün batiminda unutulmaz dakikalar yasayabilirsiniz.

St Hilarion Kalesi Kibris tatili sirasinda özellikle görmeniz gereken bir yerdir. Tatiliniz esnasinda tek bir kale görebilecek kadar dahi vaktiniz varsa St. Hilarion Kalesi’ni seçmelisiniz.

SELIMIYE CAMI / LEFKOSA

Kibris Lefkosa’da bulunan ve muazzam görsellige sahip olan Selimiye Camii, Kibris’in en gösterisli ibadethane konumundadir. Lüzinyan döneminde yani, 1209-1326 tarihlerinde gotik formunda insa edilmis ve zamaninda katedral olarak kullanilan St. Sophia’ya Selimiye Camisi adi verilir ve Osmanlilar tarafindan camiye çevrilmistir. Daha sonra yapiya iki minare, bir minber ile bir mihrap ilavesi yapilmistir. Lefkosa Selimiye Camii’nin yapimina ise 1209 tarihinde Ayasofya kilisesi olarak baslatilmistir.

Önceleri olarak katedral olarak kullanilmaya baslanilan Selimiye Camii Kibris adasini Türklerin almasiyla camiye döndürülerek camii olarak kullanilmaya baslanilmistir. Camii yapisinda üç koridor ile alti yan bölüm yer alir. Selimiye Camii’nin önemli özelliklerinden bir ise içinde mezarlarin bulunmasidir. Görselligi ile herkesi büyülemeye devam eden eser, ziyaretçilerine farkli duygulari yasatmaktadir.

SALAMIS HARABELERI / MAGUSA

Kuzey Kibris’taki en önemli ve en özel ören yerlerinden birisi olan Salamis kenti 1952-1974 seneleri arasindaki kazilarla kismen açiga çikarilmis. 1974 senesinde kesilen kazi çalismalari 1998 yilindan beri Ankara Üniversitesi tarafindan yeniden baslatilmis.Ören yerinde görülebilecek yapi kalintilarinin tamami ise Roma Dönemine ait oldugu belirlenmistir. Söz konusu yapilar forum, gymnasium, agora ile hamam gibi kamu yapilarindan olusuyor. Salamis Gymnasiumu sehrin kuzey ucunda yer almaktadir. Bu alanda yer alan bir yazit vasitasi ile burada M.ö. 2. yüzyila ait Hellenistik bir gymnasiumun var oldugu anlasilir.

Yalnizca üç tarafi revaklarla çevrili olan Hellenistik yapinin depremler sonucunda yikilmasiyla Augustus devrinde tamir edilerek bir de dogu revak eklenmistir.

NAMIK KEMAL MEYDANI / MAGUSA

Namik Kemal Meydani‘nin batisinda yer alan Venedik Sarayi’nin avlusunda yer alan, dikdörtgen planli ve iki katli bir yapidan olusuyor. Tek olan hücrenin kapisi Venedik Sarayi’nin avlusuna açilir. Üst kattaki dikdörtgen planli odanin önünde bir sahin bulunuyor.Namik Kemal’in ‘Vatan yahut Silistre’ oyununun 5 Nisan 1873 tarihinde Istanbul Gedik Pasa tiyatrosunda oynanmasindan sonra ise 9 Nisan 1873 tarihinde Kibris’a sürülmüstür. Önceleri alt kattaki zindana kapatilmis olan sair bir süre sonra da Kibris Mutasarrifi Veyis Pasa’nin izni ile üst kata çikarilmistir. 3 Haziran 1876 senesinde de V. Murat tarafindan affedilerek Istanbul’a geri dönmüstür.

Namik Kemal zindani ile Müzesi’nin restorasyon ve çevre düzenleme çalismalari 1993 senesinde Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Rölöve ve Restorasyon Subesi tarafindan gerçeklestirilerek ziyarete açilmistir.

MAVI KÖSK / GIRNE

Kibris ’ta kesinlikle görülmeden gidilmemesi gereken yerlerden bir tanesi ise Mavi kösk’tür. Gözleri büyüleyen mimarisi ile ilginç hikayesiyle sizlere köskü tanitmaya çalisalim. Mavi Kösk bir müze olarak TSK’nin himayesinde yerli ve ya yabanci turistlerin ziyaretine açik tutuluyor. Zaman sartlarina göre oldukça lüks sekilde dizayn edilmis olan köskün muhtesem sayilabilecek bir havuzu vardir.Köskten bütün bogaz ve daglari görmek mümkün olmaktadir. O zamanin sartlarinda bütün odalarin klimali olmasi ve hiç durmadan akan sarap muslugu, gizli dehlizler ile köskün içerisinde sakli kasalar görenleri hayrete düsürmektedir. Köskü daglar zirve noktalari da dahil olmak üzere hiçbir noktadan görülmeyisi sebebiyle burayi ele geçirene kadar birçok askerimiz sehit düsmüstür.

Kösk içerisinde fotograf çekmek yasak olmasi nedeniyle kösk odalarinin pek fazla fotograflari bulunmuyor.

LALA MUSTAFA PASA CAMI / MAGUSA

Lüzinyanlar zamaninda 1298 – 1312 yillari arasinda insa edilmis yapi, tüm Akdeniz dünyasinin en güzel Gotik yapilarindan biridir. Lüzinyan krallari öncelikle Lefkosa’da St. Sophia Katedrali’nde Kibris Krali sonra ise Magusa’da St. Nicholas Katedrali‘nde Kudüs Krali olarak taç giyilmektedir. 1571 senesinde cami haline getirilene kadar bu törenler yapilirmis.

Katedralin en güzel ve özelliklede en iyi korunmus olan bati cephesinin mimarisi Fransa’daki Reims Katedralinden etkilenis eserdir. Gotik tarzda islemeli olan essiz bir penceresi bulunan katedralin 16’inci yüzyil Venedik galerisi avluda yer alan ve günümüzde sadirvan olarak kullaniliyor. Giristeki yuvarlak pencerelerin üzerinde bir Venedik armasi görülüyor. Bahçede bulunan agacin meyvelerine halk arasinda Firavun meyvesi denmektedir.

KARAOGLANOGLU MÜZESI VE SEHITLIGI / GIRNE

Sehitlik 1974 senesinde Kibris Baris harekati sirasinda Sehit düsen Subay, Astsubay, Erbas ile Erlerin anisina insasi saglanmistir. Adini ise 1974 Baris harekatinda Sehit düsen Alay Komutani Albay Ibrahim Karaoglanoglu’ndan almis. Sehitligin Projesini Profesör Muammer Onat çizmistir.Sehitlikte ise; 5 Astsubay, 8 Subay, 58 Erbas ile Er bulunuyor. Sehitlik girisinde ise bulanan iki adet Sütun, Anavatan’a açilan kapiyi görürsünüz. Sag taraftaki heykel grubu Türkiye Cumhuriyetini gösterir, Sol taraftaki heykel grubu Kuzey Kibris Türk Cumhuriyetini göstermektedir. Iki Heykel arasindaki bosluk Anavatana açilan pencereyi belirtiyor.

Heykelin dört ayak üzerinde durmasi, baris harekatinin dört gün sürdügünü, Gemi burnu ile Personel figürleri, Harekatin Kara, heykel üzerindeki Kartal, Deniz ve Hava kuvvetlerince müsterek olarak yapildigini gösteriyor. Heykel üzerindeki diger degisik motifler bulunan ise Türk askerlerinin harekat anindaki duygusalligini, Azmini, Yardimseverligini ile Kahramanligini ifade ediyor.